Son yıllarda kardeş ülke olduğumuz Suriye ile şimdilerde savaşı düşünüyoruz. Evet daha Arap baharının başladığı ilk günlerde Başbakan’ın özellikle ziyaret ettiği ve beraber miting yaptığı Beşer Esad ile şimdi savaş halindeyiz. Suriye de artık Türk bayrağına bile tahammül edilememesinin nedeni ne? Peki ne oldu da bu hale geldik derseniz..
Aslında Suriye ile ilişkiler 2002 yılına kadar hep bir çıkmazdaydı. Dönemin üst düzey komutanı Türkiye-Suriye sınır kapısında Suriye’ye tehditler bile savunuyordu. Her an savaş halinde olduğumuz bir ülke olan Suriye ile Ak parti dönemi ile beraber ilişkiler tam rayına oturdu derken Suriye’deki halk ayaklanmasından sonra 2002’ye döndük. Ticari ve siyasi olarak 2002 seviyesine gerilemesek de bugün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasından sonra o günlere dönüş sinyali geldi…
Serbest Ticaret Anlaşmasının yürürlüğe girmesi ve 2009 yılı Eylül ayından bu yana vizelerin karşılıklı kaldırılmış olmasının yanı sıra, imzalanan çok sayıda ikili anlaşmayla ekonomik ilişkilerin hukuki zemini de hazırlandı. 2002 yılında 773, 019 dolar olan ticaret hacmimiz 2010 yılı sonunda 2.5 milyar dolara ulaştı. 2002 yılında Suriye’den Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı 126 bin civarındayken 2010 yılı sonunda bu rakam 900 bine ulaştı. Türkiye ile Suriye arasında 2009 yılında tesis edilen Türkiye-Suriye Yüksek düzeyli Stratejik işbirliği anlaşması ile 5 milyar doları çıkması hedefleniyordu.
Ancak Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığın da Adalet bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Enerji ve Tabi kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik Dışişleri başkanlığında bir araya gelerek bazı kararlar aldılar..
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bugün açıkladığı Suriye’ye yapılacak yaptırımlar ise 9 maddeden oluşuyor.
1) Türkiye-Suriye arasındaki Yüksek düzeyli Stratejik işbirliği anlaşması askıya alınması.
2) Suriye'de şiddete karışmış yetkililere ve rejim destekçilerine seyahat yasağı konulması ve bu kişilerin ülkemizdeki mal varlıklarının dondurulması.
3) Suriye ordusuna her türlü silah ve askeri malzemenin satış ve tedarikinin durdurulması
4) Türkiye toprakları, hava sahası ve karasuları kullanılmak suretiyle üçüncü ülkelerden Suriye'ye silah ve askeri malzeme transfer yapılmasının uluslar arası hukuka uygun olarak engellenmesi
5) Suriye Merkez bankası ile ilişkilerin durdurulması
6) Suriye hükümetinin Türkiye’deki finansal mal varlıklarının dondurulması
7) Suriye hükümeti ile kredi ilişkilerinin durdurulması
8) Mevcut işlemler hariç Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulması
9) Suriye’deki altyapı projelerinin finansmanı için imzalanan Eximbank kredi anlaşmasının askıya alınması var.
Bu yaptırımlardan sonra Suriye ile ekonomik ilişkiler giderecek azalacak… Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın dün yaptığı açıklamada 7.7 milyar dolarlık pazara açılan Suriye kapısına yönelik alternatif olarak önerilen Irak ise oldukça riskli. Çünkü Amerika’nın Irak dan çekilecek olması, Kuzey Irak da yaşanan sıkıntılar ve bunun yanında ülkedeki mezhep çatışması Irak’ın bizim için doğru bir seçenek olmadığını gösteriyor
Peki neden Türkiye Arap birliğinin aldığı kararları uyguluyordu. Arap birliğin de alınan kararların hemen hemen hepsini uygulayan ülke olan Türkiye neden Arap ülkelerinden önce bu yaptırımları uygulama kararı aldı.
Çünkü Amerika ve Avrupa Türkiye’nin Suriye konusunda ön planda olmasını istiyorlar. H. Clinton geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada da bunu net bir ifade ile dile getirdi. Türkiye’nin Arap birliğinde bu kadar etkin olması da burada geliyor. Çünkü Türkiye’nin o görüşmelerde bulunmasını ve yaptırım kararlarının alınmasını istiyorlardı.
Suriye’ye yapılacak ilk yaptırım Birleşik Arap Emirlikleri’nin Suriye’ye yapılacak ticari uçuşları önümüzdeki hafta askıya almasıyla başlayacak…. Ancak biz bu kararlardan önce yaptırımlara başladık… evet daha kısa bir süre önce dost ve kardeş olduğumuz ülke Suriye’ye şimdi savaş halindeyiz…
İlişkiler her geçen gün daha çok geriliyor…. Sultanahmet’teki saldırganın Suriyeli olabilme ihtimali nasıl tesadüf değilse, Suriyeli muhaliflerin Hatay da düzenli olarak toplantı yapması da tesadüf değil…
PKK’nın Suriye de nasıl tekrardan kamplaşmaya başlamasına şaşırmamak gerekirse Türkiye’nin sınır bölgesinde tampon bölge kurmasına da şaşırmamak gerekiyor…
Anlaşılan bugün itibarı ile Türkiye için Esad dönemi tamamen bitti.. Artık Esad sonrası Türkiye- Suriye ilişkilerini konuşmak lazım.. Amerika’nın Esad sonrası Suriye’yi Türkiye’den şekillendirmeye çalışması gibi…
METİN ALGÜL




