
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk lirasının yeni simgesini açıklamasının ardından simge tartışılmaya başlandı. Açıklanan simgeyi kimi Euro’nun, kimi Pound’un, kimi ise Ermenistan para birimi Dram’ın simgesine benzetti. Türkiye’nin ilk marka danışmalık şirketinin kurucusu ve marka uzmanı Güven Borça’ya göre ise simge estetik ve tipografik açıdan biraz daha iyi olmalıydı.
Metin Algül
metin.milat@gmail.com
Türk lirasının yeni simgesi günlerdir tartışılıyor. CHP simgenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin baş harfini anımsattığını bile iddia etti. Bir simgenin biraz para birimine benzemesi gerektiğini söyleyen marka uzmanı Güven Borça “Çok uyduruk bir simge yaparsanız insanların bunun para birimi olduğunu anlamazlar bu açıdan Türk lirasının simgesine bakarsak iyi bir simge. Estetik ve tipografik açıdan biraz daha iyisi olmalıydı” diyor.
Simge yarışmasının çok aceleye geldiğini düşünen Güven Borça, “Bir ülkenin logosunu yapabilecek çaptaki grafiker sayısı belli. Ben olsam en fazla 5 sağlam grafikere verirdim” diye konuşuyor. Yeni simgenin yeterince tanıtılmayacağını düşünen Borça, bundan yıllar önce paradan 6 sıfırı atıp yeni para birimine geçtiğimiz dönemde tanıtım yapılmaması nedeniyle insanlar halen 1 lira yerine 1 milyon lira dediklerini hatırlatıyor.
Türk lirası için neden bir simgeye ihtiyaç duyuldu?
Dünyadaki bütün güçlü para birimlerinin güçlü sembolleri var. Dolayısıyla Türk lirası da geleceğe bakarak güçlü bir dünya para birimi adayı olarak böyle bir simgeye ihtiyaç duydu. Türkiye’nin uzun vadeli global hedefleri ile paralel bir gelişme diye düşünüyorum.
“SİMGE ESTETİK VE TİPOGRAFİK AÇIDAN BİRAZ DAHA İYİ OLABİLİRDİ”
Türk Lirası’nın simgesini siz bir marka uzmanı olarak nasıl buldunuz?
Bu tür semboller sahip olduğu alana ait olmalıdırlar. Bu bir para simgesi dolayısıyla bunun bir para simgesi gibi durması gerekiyor. Türk Lirası’nın yeni sembolünde iki çizgi var. Mesela dolar da yine iki çizgi vardır, Euro’ya baktığımızda da çizgi vardır. Dolayısıyla bunun evrensel bir para sembolü olması için diğer para sembollerinden ayrışması aynı zamanda benzemesi de gerekir. Bu çok hassa bir çizgidir. Daha iyisi yapılabilirdi diye düşünüyorum ama sonuçta iyi bir simge o yüzden olumsuz bakmıyorum. Aslında simgenin el ile yazımına bakmak lazım ve el ile yazımı da kolay. Bir simgenin biraz para birimine benzemesi lazım çok uyduruk yaparsanız insanların bunun para birimi olduğunu anlamazlar bu açıdan Türk lirasının simgesine bakarsak iyi bir simge. Estetik ve tipografik açıdan biraz daha iyisi olmalıydı. Aslında burada yaşanan en büyük sıkıntı bunu böyle halka açık bir yarışma ile yapmaları… Çünkü ülkenin logosunu yapabilecek çaptaki grafiker sayısı belli. Ben olsam en fazla 5 sağlam grafikere verirdim. Tabii ki bu işe yapabilecek insan sayısı çok ama 1000 tane iş arasından seçmek zor oluyor. 3 ya da 5 kariyerli grafikere bu işi verirsin ve onların yaptıkları arasından seçersin.
“YARIŞMA YETERİNCE DUYULMADI”
Yarışma çok mu aceleye geldi?
Açıkçası ben ne zaman başladı ve ne kadar sürede bitti bilmiyorum. Çünkü bu işin içindeyiz biraz duymuş olmayı tercih ederdim. Tabii ki ben de biraz daha iyi araştırma yapmalıydım ama yarışmayı yaparken biraz daha iyi duyurmaları gerekiyordu.
“SİMGENİN TANINMASI İÇİN DİZİLER, ÜNLÜ KİŞİLER KULLANILABİLİR”Bu simgenin tanınması ve kullanımının yaygınlaşması için neler yapılmalıdır?
Burada bir takım reklam çalışmaları, tanıtım çalışmaları, bunun insanların günlük hayatına yerleştirecek birtakım uygulamalar yapılmalıdır. Sembolik olarak cezalar verebiliriz. Resmi kurumlarda, okullarda yanlış kullananlara sembolik cezalar verilebilir. Bunun dışında tanıtım için diziler kullanılabilir, ünlü isimler kullanılabilir. Bunun birbiriyle entegre şekilde yapılmalıdır. Bu simgenin tanıtımı bürokrasi ile olmaz bu işi reklamcılara, televizyonculara bırakmak lazım çünkü bu yaratıcı bir süreç. Biz bundan yıllar önce paradan 6 sıfırı atıp yeni para birimine geçtik. Ancak bunun tanıtımı o kadar zayıf yapıldı ki Türkiye’de hala insanlar 1 lira yerine 1 milyon lira diyorlar. O yüzden tanıtım çok önemli. İnsanlara bunu anlatmazsanız, yerleşmesi çok uzun zaman alabilir. Bunun için ciddi bir bütçe gerekir ve aynı zamanda doğru çaba harcanmalıdır. Eğer boş bırakırsak insanlar buna alışamayabilir.
Sizce yeterince tanıtım yapılmayacak mı?
Bu konuda çok derin şüphelerim var. Çünkü hükümet milyondan YTL’ye geçerken bunu beceremedi. Bununla ilgili hiçbir tanıtım çalışması yapılmadı. Bu konularda çok eksiğimiz var ve korkarım ki bunu da böyle bırakacaklar. Buna insanların alışması ve tanıtımının yapılması yıllar alabilir.
İnsanlar arasındaki kafa karışıklığı nasıl giderilebilir?
Bizim işte beğeniyi 3. veya 4. sıraya koymamız gerekir çünkü öncelikle bunun stratejik doğruluğu önemli, kullanılabilirliği önemli, doğru algılanması önemli sonra kişisel beğeni gelir. Biz genelde olaya beğeniden başlayıp tartışıyoruz aslında ama beğeninin sonra gelmesi lazım ama benim şahsi beğeni notum iyi birçok açıdan doğru buldum.
Bu simge yurtdışında nasıl tanıtılmalı?
Para birimi, para birimine benzemeli o yüzden çok aykırı bir şey yapmak mümkün değil. Sonuçta simgenin şimdi bütün dünyaya tanıtılmasında fayda görmüyorum. Bütün dünya insanları bizim para birimimizin sembolünü bilecek diye bir şey yok dolar bile bilinirliliğini onlarca senede ulaşmıştır.
“SİMGE TEK BAŞINA BİR GÜÇ DEĞİLDİR”
Başbakan ve Merkez Bankası Başkanı bu simgenin Türk ekonomisini ve Türk parasının gücünü gösterdiğini belirtiyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
Tabii ki… Baktığınızda Amerikan ekonomisinin gücü dolardan gelir bu yüzden bir rolü var o yüzden para biriminin iyi bir sembolü olması her zaman iyidir. Ama tek başına bir güç değildir. Sembole bu kadar anlam yüklenmez. Ancak Türkiye bu yolda gidiyorsa ve güçlü bir para birimine sahip olmak istiyorsa iyi bir sembolü olmalıdır. Simgeler böyle anlamlar yüklenilebilir ama bu sokaktaki adam için ise bunun bir para birimi olduğu anlaşılmalı, ikincisi kolay yazılmalı. Sokaktaki insanlar buna bu anlamları yüklemez o biraz hükümetin söylemi ve propagandasıdır. Tabii ki bu doğrudur. İhtiyaç vardı yapıldı bence de fena olmadı.
“SİMGE DEĞİL, GÜVEN ÖNEMLİ”
Bu simge Türk parası ve Türk ekonomisinin markalaşmasına nasıl katkıda bulunabilir?
Önemli bir rolü vardır tabii ki… Amerikan ekonomisi dolara sırtını yaslamış bir ekonomi çünkü dünyanın rezerv para birimi altın kadar değerli olan bir para birimi. Dolar bugün ekonominin temel taşıdır. O açıdan güçlü para birimi çok önemli ve onun sembolleştirilmesi de çok önemli. Ama bir para birimine esas gücünü veren o ülkeye duyulan güvendir. Bugün altın bir madendir ama güçlüdür. Çünkü her tarafta paraya çevirebilirsiniz işte dolar da öyle. Dolayısıyla Türk parasının gücü Türkiye’ye, Türk devletine, Türk ekonomisine duyulan güvenden gelecektir. Bu tür semboller bunu güçlendiren unsurlardır ve mutlaka faydası olacaktır. Ama dünyanın en iyi simgesini de yapsanız sonuçta etkisi çok fazla değil. İyi bir sembol, iyi bir simge ekonomileri çok iyi bir yere getirmez. Ülkeyi iyi bir yere getirecek olan o ülkeye olan güvendir.
“MARKA OLMAK KRİZLERDE HER ZAMAN FAYDALIDIR”
Avrupa’daki kriz nedeniyle birçok ülke kötüleşen ekonomileriyle gündeme geliyor. Bu kriz ülkelerin marka değerlerini nasıl etkiliyor?
Ekonomide yaşanan genel düşüş bütün ticari şirketleri etkiliyor ama markalar her zaman krizlerden daha az etkilenirler. Çünkü marka fiyata bağlı rekabet içinde olmaz, onun sabit ve sadık müşterileri vardır. Markalar bu yüzden hayatını daha kolay sürdürür. Bütün ticaretin yüzde 10 gerilediği bir ortamda markalar belki yüzde 2-3 geriler ya da hiç gerilemez. Marka olmak kriz dönemlerinde her zaman daha avantajlıdır. Kriz dönemlerinde fırsatlar çıkar, elinde imkan olan bunu daha iyi değerlendirir. Bu sektörden sektöre değişkenlik gösterir. Otomobil, inşaat krizlerden daha direk etkilenir marka bile olsanız insanlar yine biraz almaktan çekinirler. Çünkü bu tip sektörler ekonomik güvene çok bağlıdır ama diğer taraftan baktığımızda kozmetik sektörünün krizlerde yükselişe geçtiğini insanların kendilerini kötü ortamda daha iyi hissetmek istediklerini biliyoruz. O yüzden sektörden sektöre değişkenlik gösterir ama marka olmak krizlerde her zaman faydalıdır.
Güven Borça Kimdir?
ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümü mezunu olan Güven Borça, Eczacıbaşı İpek Kağıt’ta Ürün Geliştirme Mühendisi ve Ürün Sorumlusu olarak görev yaptığı dört yılı takiben Colgate-Palmolive şirketinde altı yıl süreyle Ürün Müdürü, Grup Müdürü, Pazarlama Müdürü pozisyonlarında görev yaptı. Öte yandan Colgate-Palmolive’in global eğitimcileri arasına katıldı; yurt içi ve yurt dışında eğitimler aldı ve eğitim verdi. 1991 yılında “marka” konulu ilk makalesi yayınlandı. Sonrasında Marka Yönetimi başlıklı eğitim çalışmalarını 1993-2003 yılları arasında sürdürdü. 1997 yılından bu yana marka danışmanlığı yapan Güven Borça, Markam AŞ’nin ( www.markam.com.tr ) kurucu ortağı ve yöneticisidir. Danışmanlık dışında marka üzerine makaleler yazmakta, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde ders vermektedir. İlk kitabı “Bu topraklardan dünya markası çıkar mı” (2002) on baskı yapmıştır. Haftalık Para dergisinde “Reklamlardan Sonra” başlığıyla 2001-2003 yıllarında yazdıklarını aynı adlı kitabında toplamış, üçüncü kitabı “Pazarlama Reçeteleri” 2004, son kitabı “Başka Akmerkez Yok” 2007 yılında çıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder