
Geçtiğimiz dönemde konut fiyatlarında ve faizlerde yaşanan gelişmeler konut finansmanı maliyetlerinde yüzde 30 civarında artışa neden oldu. Buna rağmen özellikle genç nüfusun son yıllarda çok hızlı ve rahat borçlandığını söyleyen DD Mortgage Genel Müdür Murat Aysan, tüketicileri borçlanma konusunda uyarıyor. Borçlanırken çok dikkatli olmak gerektiğini belirten Aysan, borçlanmanın çocuk sahibi olmak veya evlenmek gibi önemli bir karar olduğunun altını çiziyor.
Metin Algül / metin.milat@gmail.com

Türkiye nüfusunun yüzde 50’si 30 yaşının altında. Gençlerin birçoğu evlenip, yeni bir hayat kurmak istiyor. Bu nedenle ilk iş olarak ev almak üzere bankaların kapısını çalıyorlar. Genç nüfusun son yıllarda çok hızlı ve rahat borçlandığını söyleyen DD Mortgage Genel Müdür Murat Aysan, borçlanırken çok dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor ve “Borçlanmak çocuk sahibi olmak, iş değiştirmek ve evlenmek gibi bir şeydir” diyor.
Konut kredisi kullananların yüzde 1’nin kredisini geri ödeyemediğini söyleyen Aysan bunları ticari faaliyetlerinden dolayı icra takibine düşmek, gücünün üstünde borçlanmak ve aile düzeninin bozulması olarak sıralıyor. Bu nedenle tüketicileri ve özellikle gençleri borçlanırken daha dikkatli davranmaları konusunda uyarıyor. Türk halkında “borç yiğidin kamçısıdır” algısı olduğunu söyleyen Aysan’a göre bu durum sürdürülemez. Bankalardan kredi alırken geri ödeme için en uygun vadenin belirlenmesi gerektiğini salık veren Aysan, “En rahat ödenecek ve bitirilip kurtulunan vade en uygun vadedir” diyor.
KONUT KREDİLERİ FİYATLARI ARTIRDI
2011’de konut satışları ne kadar arttı, kaç konut satıldı?
Aslında geçmiş dönemlere bakmamız lazım. Konut sektöründeki ilk önemli büyümeyi 2005-2006 yılına geri dönerek bakmak lazım. Bu sürece kadar gayrimenkuller hep peşin para ile alınırdı. Ancak 2005 yılından sonra konut kredileri yaygınlaştı. Vadeler uzadı, faizler yeni ekonomik koşullarla beraber çok düştü, satın alma gücü önemli miktarda yükseldi ve hayatımıza önemli miktarda konut finansmanı girdi. Bu konut finansmanının yardımı ile ve ekonomideki gelişmelerle beraber hem fiyatlar yükseldi hem de inşaat sektörü önemli miktarda gelişim gösterdi. Bu süreçten sonra 50 bin bile olmayan konut kredileri ile alınan gayrimenkullerin adedi yıllık 450 bin sınırına kadar yükseldi. Bu gelişme 2005-2009 yılları arasında yaşandı. Amerika’da başlayan krizin ardından sektörde bir durgunluk oluştu, faizler yükseldi ve 2010 ile beraber düzelmeye başladı. Konut finansmanları ve buna bağlı konut satışları önemli miktarda gelişim gösterdi.
YILLIK 750 BİN KONUT İHTİYACIMIZ VAR
Bu yılın nasıl geçmesini bekliyorsunuz? Talep azalır mı?
Bu yılın ilk 6 ayı yavaş geçecek. Yılbaşında bu yana büyüme ise kabaca sıfır. Bunun bir miktar iyileşeceğini tahmin ediyoruz. İkinci yarıdan itibaren faizlerin düşmeye başlayacağını ve üçüncü çeyrekte düşen faizlerle beraber konut pazarının ve buna bağlı konut kredisi pazarının hareketleneceğini düşüyoruz. Bunun dışında nüfusumuzun yüzde 50’si 30 yaş altında. Daha çok kentleşiyoruz, ekonomimiz çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve ihtiyaçlar çok farklı hale dönüşüyor. Dolayısıyla bizim sürekli ve düzenli yıllık 500 bin ile 750 bin arasında konuta ihtiyacımız var. Örneğin İstanbul’da şuan da 14 milyon kişi yaşıyor. Önümüzdeki 5 ila 7 yıl içinde bu rakamın 20 milyon sınırına dayanması bekleniyor. İstanbul deprem bölgesi olduğu için kaliteli, iyi yapılmış konutlara ihtiyacımız var. Arzın azalmasını ekonomik koşullara bağlayabilirsiniz ama talep hiçbir zaman azalmayacak.
Ekonomik büyüme hızındaki yavaşlama konut piyasalarını nasıl etkiler?
Faiz oranları, munzam karşılıklar ve finansal sektör üzerine alınan önlemler ve bunun dışında kurullarda da bir dizi önlemler alındı. Örneğin konut finansmanının yüzde 25’nin mutlaka sermaye ile karşılanması, konut kredisi alacak kişinin alacağın konutun en az yüzde 25’ni cebinde ödemesi geri kalan yüzde 75’ne finansman bulması gibi. Bunlarla beraber faiz oranlarının yüzde 9’dan yüzde 14-15 seviyesine çıkmasıyla beraber maliyetler çok arttı. Örneğin; konut finansmanı kullanan birisinin aylık maliyeti yüzde 20 civarında arttı. Eskiden 1.000 lira yatırıyorsa yeni faiz oranlarında 1.200 lira yatırması gerekiyor. Konut fiyatlarına gelince ilk 6 aydaki hızlı ekonomik gelişme konut fiyatlarını da yukarı doğru itti. Konut fiyatlarında genel olarak bakıldığında bölgesel değişiklikler görülse de Türkiye genelinde yüzde 10 civarında arttı. Bir taraftan konut fiyatı artıyor, diğer taraftan kredi maliyeti artıyor ve ikisini birleştirdiğinizde yüzde 20 ile yüzde 40 arasında ortalama 30 civarında konut finansmanı veya konut almak pahalılaştı. Bunlar da konut piyasasını yavaşlattı.
KENTSEL DÖNÜŞÜM, 2B VE MÜTEKABİLİYET SEKTÖRÜ CANLANDIRIR
Önümüzdeki dönemde konut piyasasının gelişimini nasıl görüyorsunuz?
İki önemli hikayesi var… İlk olarak 2B arazisi dediğimiz orman arazilerinin ama aslında ormanlıktan çıkmış arazilerin yeniden ekonomiye kazandırılması ve kentsel dönüşüm projeleri çok önemli. Bunların ikisi ile beraber bir de mütekabiliyet dediğimiz yabancıların Türkiye’de konut alması ile ilgili yasa var. Bu 3 konunun bu sene devreye girmesi bekliyoruz ancak etkilerini görmemiz hemen olmayacaktır. Bu senenin sonuna doğru bunların etkisini görebiliriz. İkinci önemli hikaye ise finansman maliyetlerinin ucuzlamasıdır. Dünyadaki çalkantılı dönem bir türlü netleşmedi. Bunun da Türkiye’ye birçok etkisi oluyor. Bütün bu yavaşlama konut finansmanı maliyetini aşağıya doğru itecektir. Faizlerin sürekli 14-15-16 olması mümkün değil bu rakam makul seviyelere gelecektir bu da konut finansmanını ve konut piyasasını son çeyrekten itibaren canlandıracaktır.
Vatandaş için hangi sürede borçlanmak en mantıklısı?
Aldığınız krediyi hiç zorlanmadan ödenecek vade en mantıklı vadedir. Dolayısıyla faiz oranları vadeye göre değişmediği ve çok az değiştiği için aslında en rahat ödenecek ve bu krediden bitirilip, kurtulunan vade en uygun vade. Unutmamak azlım benim için 5 başka biri için 7 diğeri için 10 sene veya 12 sene ideal olabilir o yüzden bunu çok iyi hesaplamak gerekir. Beklemediğiniz bir zaman geldiği zaman 3-5 ay geçineceğimiz bir miktar paranın da kenarda duracağını düşünürsek borçlanırken ona göre borçlanmamız gerekiyor. Bizim halkımızda “borç yiğidin kamçısıdır” diye bir algı var ama hayat öyle dönmez. Bu yüzden çok dikkatli olmak gerekir. Bunun dışında son dönemlerde genç nüfus çok hızlı ve rahat borçlanıyor. Üstelik bunun bir borç olmadığını, bir varlık olduğunu düşüyorlar. Ancak buna çok dikkat etmek gerekir. Borçlanmak çocuk sahibi olmak, iş değiştirmek ve evlenmek gibi bir şeydir. Örneğin zora girip evin icra yolu ile satılırsa ev kendi değerine gitmez 100 liralık ev çok daha altından satılır ve önemli miktarda zarar oluşabilir. Bu yüzden gençlerin çok daha dikkatli olması lazım.
KREDİ KULLANANLARIN YÜZDE 1’İ BORCUNU ÖDEYEMİYOR
Borcunu ödeyemeyenlerin oranı nedir?
Toplam konut kredisi stoğunun kabaca yüzde 1’i sorunludur. Bunlar kanuni takibe düşmüştür. Bu kanuni takiplerin 3 tane ana nedeni var. Birincisi bu konutu alan kişi başka ticari faaliyetlerinden dolayı zora düşüyor belki konut kredisini ödüyor ama diğer borçlarından dolayı zora girdiği için bir icra takibi başlıyor. Birinci dereceden ipotekte olan konut finansmanı banka o da icra girmek zorunda kalıyor. İkinci önemli neden de ödeme gücünün çok üstünde borçlanma bununla beraber işsiz kalma veya harcamalardaki önemli miktardaki artış. Üçüncü konu ise aile düzeninin bozulması gibi nedenlerden dolayı kredilerin yüzde 1 sorunlu hale dönüşüyor.

MERKEZ BANKASI’NIN BİRKAÇ SENARYOSU OLMALI
Faizlerin düşmesi bekleniyor. Şu anda mortgage kredisi faizleri ne kadar ve önümüzdeki dönemde ne olmasını bekliyorsunuz?
Faizlerin çok yakın gelecekte hızla aşağıya düşmesini beklemek doğru değil. Dünya ekonomisinde yaşananlarla beraber Türkiye ekonomisi de çok hızlı pozisyon değiştirmek zorunda kalıyor. Buradaki en kritik soru şu aslında? Türkiye Merkez Bankası bu değişikliklere ne kadar hazır, kaç tane senaryo çalıştı. Çünkü tek bir senaryo ile bu işin altından kalkamazsınız. Merkez Bankası yönetiminin senaryo hazırlıklarını çok olumlu görüyorum. Çok fazla senaryoya hazırlıklılar. Bunun avantajını ileriki dönemlerde göreceğiz. Ben faizlerin yeni düşeceği seviyenin özellikle bu yılın son çeyreğinde olacağını ve oraya kadar biraz daha bu seviyeler de gideceğimizi tahmin ediyorum.

MÜTEKABİLİYET ÖNCE BÜYÜK YATIRIMCIYI ÇEKER
Yabancılara konut satışının kolaylaştırılması halinde, yabancılara kaç konut satılabileceğini tahmin ediyorsunuz?
Bununla ilgili konuştuğumuz inşaat firmalarının sahiplerine soruyoruz onlar çok büyük bir patlama bekliyor. Devlet tarafından yapılan açıklamada belirli planlar çerçevesinde daha temkinliler. Bu tür bir izne açtığınız ve bu tür bir prosedürü kolaylaştırdığınızda hemen bireyler gelecek ve Türkiye’de konut alacaklar diye düşünmemek lazım. İlk gelen yatırımcılar genellikle çok büyük yatırımcılar olacaktır. Ticari amaçla yatırımcılar geliyor. Örneğin 250 tane projeden 1 odalı ev alıyorlar sonra bu projenin bitmesini bekleyip burayı kiralıyor veya satıyorlar. Genellikle gelen ilk yatırımcılar böyle geliyor. Biz az sayıda yatırımcının ama büyük yatırımcının gelmesini beklemeliyiz. Bunun devamında onlarla beraber turizm sektörünün gelişmesi ile tek tek insanlar da gelmeye başlıyor. Önümüzdeki dönemde büyük yatırımcıları büyük sıklıkla göreceğiz. Hatta bu yasa geçer geçmez göreceğiz. Bunlar finansmanları kendi ülkelerinden sağlamış ve peşin para ile gelip alacaklar. Daha sonra bireysel yatırımcılar gelecek ama 2014 veya 2015’den önce Türkiye’den bireysel olarak konut edinmek isteyecek bireysel yatırımcı sayısı çok fazla olmayacak




