Geçtiğimiz hafta Türkiye önemli bir konuğu ağırladı. Bu yıl içinde Çin Devlet Başkanı olması beklenen Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Xi Jinping’in üç günlük ziyaret için Türkiye’ye geldi. Türk-Çin Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Başkanı Murat Sungurlu, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmak için dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’le ticaret hacmini 2020’de 100 milyar dolara çıkarması gerektiğini söylüyor.Metin ALGÜL
metin.milat@gmail.com
Çin’in 2011 GSYİH 7 trilyon ABD dolarına ulaşmış ve dünyanın 2. büyük ekonomisi olduğunu söyleyen Murat Sungurlu, “Çin hem günümüzün hem geleceğin en önemli ekonomik gücüdür. Çünkü hali hazırda kasasında 3.5 trilyon dolarlık bir rezerve sahip” diyor. Türk-Çin Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Başkanı Sungurlu, Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için Çin ile ticaret hacmini 2015 yılında 50 milyar dolar, 2020 yılında 100 milyar dolara çıkarması gerektiğini düşünüyor.
Çin Devlet Başkan Yardımcısı Xi Jinping’in ziyaretinde resmi olarak açıklanmasa da Çinli firmalar İstanbul’a yapılacak 3. Boğaz köprüsü ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “çılgın” projesi kanal İstanbul ile ilgilendikleri söyleniyor. Çinli firmalar bu projelere girmek için hükümetin açıklayacağı yeni teşvik sistemini beklediklerini söyleyen Sungurlu, yabancıların daha fazla mülk edinmesi, ticari haklar kazanması ve vizelerin kaldırılması gibi yeni düzenlemelerle daha fazla yabancı yatırımcı, daha fazla Çin’li sermaye Türkiye’ye gelecektir diyor.
Çin devlet başkan yardımcısının ABD ziyareti sonrası Türkiye ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilindiği üzere Çin’den Türkiye’ye bu denli önemli heyet ilk defa geliyor. Sayın Jjinping bu yıl yapılacak değişimle Çin’in yeni lideri olacak. İki ülkenin imzalamış oldukları anlaşmalarla 2015 yılında ticarette 50 milyar dolar, 2020’de 100 milyar dolar hedefi konuldu. Bu ziyaret çerçevesinde 28 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaların en önemlisi enerji alanında yapılan anlaşmalar oldu. Bunun yanında finans alanında, tarım sektöründe, maden sektöründe ve teknolojik anlaşmalar imzalandı. Çok önemli ziyaretler ve görüşmeler gerçekleştirildi. Hafta içersinde de TİM ve TÜÇSİAD’ın ortaklaşa düzenlediği bir iş forumu yapıldı. Bunlar çok önemli gelişmeler. Çin ve Türkiye dünyanın ekonomik anlamda sıkıntılar yaşadığı bu dönemde birbirlerinin farkına yeni vardı diyebiliriz. Çin kendileri için Türkiye’nin hem coğrafi hem yükselen bir ülke olmasını değerlendirmek istiyor. Türkiye’yi Çin’in Avrupa’ya açılan kapısı yapmak istiyor. Tabii bu Türkiye’nin işine gelir. Sayın Xi’nin Türkiye ziyareti, Çin’in Türkiye’nin öneminin farkında olduğunu ve bunu değerlendirmekte kararlı olduğunu gösterir.
TÜRKİYE’Yİ DAHA FAZLA TANITMALIYIZ
Türkiye ile Çin arasında son 10 yıl da ticaret hacmi yaklaşık 24 kat arttı. Bu nasıl gerçekleşti?
Çin her geçen gün gelişen bir ülke… İki ülke de şu anda dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi. Dolayısıyla bu iki büyük ekonomi birbirleriyle büyük ticaret yapıyorlar. Gelişme olan bu iki ülke arasında bu ticaret hacminin daha fazla büyümesi lazım. Örneğin 2011 yılında iki ülke arasındaki ticaret 25 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak burada bir dengesizlik var biz 2.5 milyar dolar ihracat yaparken 22.5 milyar dolarda ithalat yapmışız. Türk iş adamları olarak en kısa zamanda bu ticari dengesizliği mümkün olduğu kadar eşit oranlara çekmek için uğraşıyoruz. Geçen sene Çin Devlet Başkanının Türkiye’yi ziyaretinde Sayın Başbakanımız ile birlikte hedef koydukları gibi 10 sene içerisinde iki ülke arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Bunun içinde bu ziyaretler, iş birlikleri çok önemli. Çin’den Türkiye’ye her ay birkaç tane Çinli iş adamı heyeti geliyor. İki sene evvel Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çin ziyareti, geçen sene Çin Devlet Başkanı’nın Türkiye ziyareti ve bu sene de Çin Devlet Başkan Yardımcısı olan ve 1 sene sonra Çin Devlet Başkanı olacak Xi Jinping’in Türkiye ziyareti çok önemli. Nisan ayında da Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Çin’i ziyaret edecek. Bu ziyaretler de sürekli anlaşmalar imzalanıyor. Buradan anladığımız ise Çinli iş adamları Türkiye’yi, Türk işadamları Çin’i yeterince tanımıyor. Bu iki ülke tarihte İpek Yolu’nu hep canlı tutmuşlar. Bizim İpek Yolu’nu canlandırıp iki ülke arasındaki ticaret hacmini daha fazla arttırmamız gerekiyor. Bunun için bizim onlara Türkiye’yi daha fazla tanıtmamız, Türkiye’nin avantajlarını anlatmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye çok güçlü bir ülke, bir ticaret merkezi ve ticaret köprüsüdür.
TİCARİ DENGESİZLİK ANCAK ÇİN YATIRIMI İLE KAPANIR
Türkiye ile Çin arasındaki ticaret hacmi nasıl arttırılabilir?
Öncelikle Çin ve Türkiye ticaretinde önemli bir dengesizlik var. Hem ekonomi bakanlığımız hem biz TÜÇSİAD olarak bu açığın kapatılması adına önemli adımlar atıyoruz. Şunu kesin olarak ifade etmeliyim ki bu ticari dengesizlik sadece Çin’e mal satarak yani Çine olan ihracatımızı artırarak kapatabileceğimiz bir açık değildir. 19 milyar dolarlık bu açık ancak ve ancak daha fazla Çinli yatırımcının değişik sektörlerde ülkemize yapacakları yatırımlarla kapatılabilir. Örneğin Çin’in telekomünikasyon devi Huawei’in ülkemize yaptığı yatırımlar gibi… Gerek Sanayi Bakanlığımız, gerek Ulaştırma Bakanlığımız ve gerekse Ekonomi Bakanlığımız Çinli şirketlere bu konularda birçok kolaylık sağlayacaklarını bildirmiş durumdalar. Çin’in 2011 ihracat rakamları 2 trilyon doları bulmakta ve Türkiye’nin bu ihracattaki payı da % 2 oldu. Çin’in ithalatı ise 1.6 trilyon dolara ulaşmış ve Türkiye’nin bu rakamdaki payı sadece % 0.11 olmuştur. Bu rakamlar ışığında ülkemizin hedeflerine ulaşması için Çin çok önemli bir ülkedir. Derneğimiz (TÜÇSİAD) her yıl en az 2 iş formu düzenlemekte ve iki ülke iş adamlarını bir araya getirip yeni iş ortaklıkları kurulmasını sağlamayı amaçlıyor. Örneğin; geçtiğimiz Ocak ayında Çin’in Shanghai şehrinde bir iş formu düzenledik ve uluslararası arenada ilk 500’e giren 35 Türk inşaat firmasından 15 tanesini Çin’e götürdük. Bu firmaların karşılarına 65’in üzerinde Çin’in önde gelen inşaat firmalarını çıkardık. Forum neticesinde bir inşaat firmamız Çinli bir firma ile anlaşarak 3. Köprü ihalesine ortak girme kararı aldı. Yine bir firmamız başka bir Çinli firma ile Kanal İstanbul projesi için ortaklık anlaşması yaptı.
ÇİN, 3.KÖPRÜ VE KANAL İSTANBUL’A TALİP
Çinli firmaların 3. köprü ve Başbakanın çılgın projesine talip. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda Çinliler yatırım yapar mı?
Çin’in 2011 GSYİH’sı 7 trilyon dolara ulaştı ve dünyanın 2. büyük ekonomisi olmayı sürdürdü. Çin bu bağlamda hem günümüzün hem geleceğin en önemli ekonomik gücüdür. Çin hali hazırda kasasında 3.5 trilyon dolarlık bir rezerve sahip. Sonuç olarak ülkemizin 2023 yılı için belirlediği 500 milyar dolarlık ticaret hedefinin gerçekleşmesi için Çin ile ticaret hacmimizin 2015 yılında 50 milyar dolar, 2020 yılında 100 milyar dolar olması gerekiyor. Çin’in bu rezervinden dünya ülkelerine düşecek paydan olabildiğince fazla faydalanmamız gerekiyor. Yani Çin kasasındaki parayı kullanabilecek yer arıyor. 3. Köprü ve çılgın projenin iyi bir yatırım olacağına inanıyor. Bizim bu fırsatları değerlendirip Çinli yatırımcıları ülkemize çekmemiz gerekiyor. Sayın Xi’nin ülkemize yaptığı ziyarette de Çin tarafı Türkiye’de yapmak istediği 3. Köprü, Çılgın proje, nükleer enerji santrali, otoyol gibi projeleri açıkça Türk makamlarına bildirdi.
YEREL PARA BİRİMİ İLE TİCARET İÇİN ZAMANA İHTİYAÇ VAR
Türkiye ile Çin kendi aralarından kendi para birimleri ile ticaret yapmak istiyor. Bu konuda hangi aşamaya gelinde?
Bu konuda anlaşmalar imzalandı ancak henüz tam olarak hayata geçmiş değil. Bu konuda en önemli adım Çin’in en büyük bankalarından Bank of China’nın Türkiye’de temsilcilik açması oldu. Çalışmalar devam ediyor ancak bu gerçekten kolay değil. İki ülkenin rezervlerini oluşturması ve bu rezervler ile ticaret yapması için zamana ihtiyaç var. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Çin Merkez Bankası (PBC) arasında, Ankara’da düzenlenen bir törenle, ikili bir Para Takas (Swap) Anlaşması (PTA) imzalandı. Söz konusu ikili Para Takas Anlaşması 3 milyar Türk lirası (10 milyar Çin yuanı) tutarında. Bu anlaşma sürecin ne kadar hızlı ilerlediğinin göstergesidir. TL-YUAN anlaşması sonrası ikili ticareti yerel para birimi ile yapılan ilk ticari faaliyet 2011 yılı Mart ayında GENESİS Ayakkabı Firması tarafından gerçekleştirilen bir ithalat işlemi sırasında yapmıştır. Benzer şekilde, Haziran ayında RMB cinsinden ödeme yapmaya başlayan AKBANK, ülkemiz ile Mali İşbirliği Anlaşması müzakerelerinin tarafı konumunda olan China Development Bank ile gerçekleştirdiği stratejik ortaklık sayesinde RMB cinsinden ödeme faaliyetlerini sürdürmektedir.
YENİ DÜZENLEMELER DAHA FAZLA YATIRIMCI ÇEKER
İki ülke arasındaki özel sektör yatırımlarında yaşanan en büyük sorunlar nedir?
Türk-Çin İş Forumu’nda Sayın Bakanımız yaptığı açıklamada yeni bir yasa üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yabancıların daha fazla mülk edinmesi, ticari haklar kazanması ve teşvikler kanunu çıkartmayı hedeflediklerini söyledi. Bu yeni düzenlemelerle daha fazla yabancı yatırımcı, daha fazla Çinli sermaye Türkiye’ye gelecektir. İki ülke arasında vize problemi de var. Bu sorunlar aşılırsa ve teşvik yasası çıkarsa Çin’in Türkiye’nin büyük projeleri ile ilgileneceğini düşünüyorum. 3. köprü projesi, alt yapı projeleri, ulaşım, hızlı tren projesi ve Kanal İstanbul gibi projelerle ilgileneceklerini düşünüyorum. Bu düzenlemeler yapıldığı zaman daha fazla Çinli yatırımcı Türkiye’ye gelir.
YABANCI YATIRIMCI GÜVENDE HİSSETMEK İSTİYOR
Peki, yabancı yatırımcılara hükümet nasıl teşvikler verebilir?
Yabancılar buraya geldiklerinde kendilerini rahat, güvende hissetmek istiyorlar, vergi mevzuatı açısından rahat olmak istiyorlar. Getirdikleri parayı istedikleri zaman geri almak istiyorlar. Bu düzenlemeler çok önemli. Bu teşvik yasası önümüzdeki dönemlerde açıklanacak. Bu dediğimiz düzenlemeler olduğu sürece Türkiye’nin avantajının artacağını tahmin ediyorum. Örneğin onlara özel sanayi bölgelerinin kurulması, finans konusunda önlerinin açılması, iki ülkenin kendi para biriminde ticaret yapabilmesi ve kendi bankalarının burada olması Çinlilerin Türkiye’ye gelmesine sebep olacaktır.
ÇİN DE 100 MİLYON DOLARI AŞAN YATIRIMIMIZ VAR
Türk şirketleri de Çin’de yatırım yapıyor. Türk şirketlerinin Çin’deki yatırım büyüklüğü nedir? Hangi sektörlere yatırım yapıyorlar?
Çin son yıllarda üretimini kendi iç pazarına yöneltmesi ve kendi halkının ihtiyaçlarına yetmemesi Çin’in yüksek tüketim gücünün göstergesidir. Çin’in iç pazarının büyüklüğünü ve global rekabet koşullarını dikkate alan firmalarımız da, Çin’de yatırım yapmaya ve Çin’i, diğer bölge ülkelerine açılan bir “kapı” olarak değerlendirmeye başlamıştır. Hali hazırda, deri, tekstil, sanayi tipi çuval, çamaşır makinesi, çelik boru, lojistik alanlarında Çin’de yatırım yapan Türk şirketlerinin toplam yatırımları 100 milyon doları aşmış bulunmaktadır.
Türkiye ile Çin’in dış ticaret hacmi Türkiye’nin Çin’e verdiği dış ticaret açığı
2007 14.2 milyar dolar -12.1 milyar dolar
2008 17 milyar dolar – 14.2 milyar dolar
2009 14.2 milyar dolar – 11 milyar dolar
2010 19.4 milyar dolar – 14.9 milyar dolar
2011 24.1 milyar dolar – 19.2 milyar dolar

